Dilekler ve Mucizeler...
"Bir çiçeği büyüten sevgi insanı değiştirmez mi sanıyorsun?" Küçük PRENS
Aynı Ağacın Altında podcast’ini çekerken sevgili Efe Elmas ile dileklerimizden bahsediyorduk…
Aklıma Disney’de yayınlanan Dilek filmi geldi.
Film fantastik bir dünyada geçer ; izleyicileri sihirli Rosas krallığına davet eden hikayede, kral ona gerçekleşmesi için emanet edilen dilekleri gerçekleştirmeyerek dileklerin gücünü elinde tutar . Dileklerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine o karar verecektir ta ki Asha onun elinden bu gücü geri alıp dileklerin sahiplerine vermeyi dileyecek cesareti bulana kadar...
Efe ile podcastteki sohbetimiz sırasında Kral Magnifico’nun içinde yaşadığımız kapitalist düzen olduğundan konuştuk ...
Sistemin dilememizi istediği dileklerimiz genelde maddiydi.. Onları şeklini yaşadığımız ve inandığımız koşullar veriyordu...
Metrekaresi geniş bir ev, bilmem kaç silindirli bir araba diliyorduk kendimizi güvende hissetmek için. Sonra daha büyük bir ev daha çok silindirli bir araba belki bir tekne ya da yazlık ev...Gerçekte ne istiyorduk? Hayal edebilmeye hakkımız var mıydı ve dileyebilme cesaretimiz...
Bunlar gerçekten bizim dileklerimiz miydi? Yoksa bunları dilemek zorunda mı hissediyorduk sonra da gerçekleştirmek için dileklerimizle birlikte tüm hayallerimizi -ya da hayal etmekten korktuklarımızı- gidip bir bankanın kredi sistemine mi yatırıyorduk?
Dileklerimizi gerçekleştirmek istediğimizde mucize beklentimizi de gücümüzle birlikte başka yerlere mi veriyorduk?
Yeni dünya düzeni, kişisel gelişim ve çeşitli yeni çağ peygamberleri bunu gerçekleştirme konusunda kararlıydılar. Bir bardağa rujla rakam yazmak, alacağımız evin metrekaresini belirliyordu ya da kötülüğüne inandığımız gökyüzü hareketleri dileklerimizin oluşumunu engelliyordu. Bir de burcumuz uygun değilse biz o dileği gerçekleştirmeyi hiç hayal etmemeliydik!.. Biz o kadardık! Bize biçilen ve tanımlanan o kıyafet, burç, veya olduğumuza inandığımız kadar...
Dileklerimizi gerçekleştirme gücü hep başkalarındaydı.
Yıldızlarda, tılsımlarda, sayılarda, peki ama aslında dileği gerçek kılan onu olacağına olan inancımız değil miydi?
Mucize dediğimiz şeyi başka yerde mi arıyorduk?
Youtube de gezinirken BGT(Britiain Got Talent-İngiltere’de düzenlenen yetenek sizsiniz- yarışmasında
beyin tümörü geçirmekte olan 8 yaşındaki Ravi ve kızkardeşi Mara’ nın yarışmacı olduğu programa denk geldim. Yetenek sizsiniz yarışmasında herkes kendine ait bir yeteneği ortaya koyarak sahne alıyor biliyorsunuz. Ravi’nin dileği; o jürinin karşısında “A million Dreams” şarkısını söylemekti. Ravi ve kardeşi Mara sahnede jüri üyeleri ile konuşurken ardında , ailesi, okul arkadaşları, öğretmeni, sınıf arkadaşları ve tümör tedavi sürecinde hastanede beraber yattığı hastane arkadaşları ile birlikte sağlık yetkilieri de sahne aldı ve şarkıyı hep birlikte söylemeye başladılar:
“…Söyleyebilirler, her şeyin kulağa çılgınca geldiğini söyleyebilirler
They can say, they can say it all sounds crazy
Aklımızı kaybettiğimizi söyleyebilirler
They can say, they can say we've lost our minds
Umurumda değil, bize deli demeleri umurumda değil
I don't care, I don't care if they call us crazy
Tasarladığımız bir dünyaya kaçış
Runaway to a world that we design
Her gece yatakta yatıyorum
Every night I lie in bed
En parlak renkler kafamı dolduruyor
The brightest colours fill my head
Bir milyon rüya beni uyanık tutuyor
A million dreams are keeping me awake
Dünyanın ne olabileceğini düşünüyorum
I think of what the world could be
Gördüğümün bir vizyonu
A vision of the one I see
Tek gereken bir milyon rüya
A million dreams is all it's gonna take
Ah, yaratacağımız dünya için bir milyon hayal
Oh a million dreams for the world we're gonna make
Ne kadar büyük olursa olsun, ne kadar küçük
However big, however small
Her şeyin bir parçası olmama izin ver
Let me be part of it all”
“Mucize”nin bu birazını kopyaladığım şarkıyı söyleyen insanlar olduğunu hissediyordu insan dinlerken. Sekiz yaşındaki bir çocuğun dileğini BİR likte yerine getiriyorlardı!..
Kendimizin nasıl bir mucize olduğumuzu ve neleri yapabileceğimizi unuttuğumuzu düşündüm.
Dilekler gerçekleşme umuduyla sahibine güç verir diyordu çizgi filmde. O gücün hep bizimle olduğunu hatırlamak dileğiyle.
BİREYSEL SEANSLAR /Online / Yüz yüze
Yaşamın içinde ilerlerken, takıldıklarına dönüp tekrar bakmak, pes noktalarında durup nefes almak, yol ayrımlarında rahatça karar vermek, hayallerine giden yolu inşa etmek istersen, kendine doğru çıkacağın bu yolculukta ben yol arkadaşlığı yapmaya hazırım.
Koçluk teknikleri, pozitif psikoloji, sosyoloji, ve bazen meditasyon da bize bu yolda eşlik edecek.
Benimle ilgili detaylı bilgilere www. sehimegulgozen. com internet sitemden ulaşabilirsin.
Whatsapp: 5426578337